8 Ağustos 2012 Çarşamba

BADEMDE İHRACAT VE PAZARLAMA


BADEMDE İHRACAT VE PAZARLAMA
Badem, ithal ettiğimiz bir üründür. Türkiye önceki yıllarda(1996’dan önce) badem ithalatı yapmazken son yıllarda hızla artan oranlarda badem ithal eden ülke durumuna gelmiştir. Karadeniz hariç hemen hemen tüm bölgelerimizde yetişen bademi ithal etmemiz; maalesef kötü tarım politikalardan ve plansızlıktan kaynaklanmaktadır. İthalatın başka bir nedeni de tek tipleşen tercihlerden ve görselliğin ön plana çıkmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden sadece bir ürünü yetiştirmekten değil standart ürünü yetiştirmek gerekmektedir.
Türkiye’de badem üretiminin 55 bin ton olduğu 2009 yılında ihracat 10 bin ton, ithalat ise 22 bin ton olarak gerçekleşmiştir.(Kaynak: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü). Tükettiğimiz bademin %33’ünü yani üçte birini(1/3) ithal etmekteyiz. İthal bademler daha pahalı olduğundan parasal olarak yaklaşık %50’si ithal etmekteyiz.(Badem borsasının fiyatlarına göre)
Dünya ihracatında en önemli ülke, üretimde olduğu gibi ABD olup, 2001 yılı verilerine göre; dünya ihracatının yaklaşık %69’u tek başına ABD tarafından yapılmıştır. Dünya ihracatında ABD’yi %14’lük payı ile İspanya takip etmektedir. Bu iki ülke dünya ihracatının yaklaşık %83’ünü karşılamışlardır.
Türkiye, 1996’dan önceki yıllarda badem ithalatı yapmazken son yıllarda hızla artan oranlarda badem ithal eden bir ülke durumuna gelmiştir. Badem ithalatımız miktar itibariyle 1996 yılından itibaren ,hafif dalgalanmalar ile birlikte, sürekli bir artış eğilimindedir. Kabuksuz badem ithalatının 2001 yılında en fazla yapıldığı ülkelerin başında ABD, Özbekistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kazakistan ve Türkmenistan gelmektedir. Bademde yurtiçi stok mevcut değildir.
Türkiye’de badem aşılamayla değil de çekirdekten yetiştirildiği için, ürün standardını yakalamak mümkün olmamıştır. Ancak aşıyla üretilen sertifikalı fidanlarla kapama bahçeler kurularak standart ürünler yetiştirilebilir.
Bademde en önemli kriter damak tadı olması gerekirken, şekil(irilik) ve renk(ürün açık renkli olmalı) ve tüysüzlük ön plana çıkmaktadır. Sağlık açısından fazla iri olmayan(hormonsuz), şekli birbirinden farklı olan, tadı şeker gibi tatlı olmayan koyu renkli ve tüylü bademler daha sağlıklıdır. Tüm insanları bilinçlendiremeyeceğimize göre ancak standart ürünler yetiştirerek pazarlama şansını arttırabiliriz.
Badem piyasası her yıl %15 büyümektedir. Arz ise %2,5 artmaktadır. Talep ve arz rakamları ortadayken badem pazarlamasında fazla söze gerek olmadığını düşünüyorum. Her yıl bademin sağlık yönünden değişik faydaları keşfedilmektedir. Bademin zayıflattığı çeşitli araştırmalarla ispatlandığından; diyetisyenler bademi ısrarla tavsiye etmektedir.
Dünyanın iç bademe olan talebinin, Uzakdoğu pazarının da devreye girmesiyle, her yıl yaklaşık % 15 oranında artış gösterdiği tahmin edilmektedir. Bu yüzden iç ve dış pazarın isteklerine ve dünyada geçerli rekabet koşullarına uygun iç badem üretimi iyi bir yatırım gibi gözükmektedir. Ülkemizdeki meyve yetiştiricilerinin modern badem yetiştiriciliğine ilişkin bilgi ve deneyimi yeterli değildir. Bu nedenle, ticari olarak badem üretmek isteyenlerin uyanık ve araştırıcı özellikte olması gerekir.
Pazarlamada başka bir sorun uygun şartlarda depolamadır. Bademde depolama sorunu olmadığı için şartlar olgunlaşana kadar kolaylıkla bekletilebilir. Yaş ürünlerde(üzüm, elma, incir, karadeniz hurması vb…) ürün kısa sürede piyasaya sürülme mecburiyeti varken, bademde böyle bir sorun yoktur.
Badem artık kabuklu olarak değil iç badem olarak talep edilmektedir. Bademi işlemek kolay ve pahalı olmadığı için, işlenme sırasında fazla maliyetli olmamaktadır. İri ve gösterişli iç bademler hem iç hem de dış piyasada daha yüksek fiyat bulmaktadır. Özellikle, mekanizasyon yoluyla el değmeden, sağlıklı koşullarda iç badem üreten yetiştiricilerimiz öteki ülkelerdeki badem yetiştiricileriyle ciddi bir şekilde rekabet etme olanağı bulacaklardır. Bu amaçla badem yetiştiricilerimiz ürettikleri meyveleri sert kabuklu olarak değil, iç badem olarak pazarlamaya çalışmalıdır.
Türkiye’de 2005-2010 yılları arasında badem tüketimi %41 oranında artmıştır. Bu artışla birlikte badem fitatları da %122 oranında artmıştır.(Kaynak:TÜİK). Sadece bu rakamlar bile bademciliğin çok ama çok karlı bir yatırım olacağını göstermektedir.
Badem yetiştiriciliği, gerekli altyapı çalışmalarının yapılmamış olması nedeniyle, henüz istenilen düzeye gelmemiştir. İstenen kalite ve miktarda bademin üretilemiyor olması, ülkemizi badem ithal eder bir konuma getirmiştir. Badem ağaçlarının üretimden ziyade ağaçlandırma amaçlı kullanımının önüne geçilerek badem üretim alanlarının, verimliliğinin ve üretim miktarı ile kalitesinin arttırılmasına yönelik çalışmalara hız verilmelidir.
Ülkemizde badem üretimi, kapama bahçelerden ziyade, çit bitkisi ve sınır ağacı olarak dikilen ağaçlardan yapılmaktadır. Modern tarım tekniklerinin kullanılmadığı bu tesislerde standart çeşitlerde kullanılmadığından dolayı verimlilik düşük olmakta ayrıca meyve kalitesi de iyi olmamaktadır.
Badem yetiştiriciliğinin gelişimi için; badem üretiminde çeşit standardizasyonu sağlanmalı, standart ve kaliteli çeşitlerden elde edilen fidanların üreticiye ulaştırılması ve kapama bahçe kurulmasının teşvik edilerek desteklenmeli, ihracat potansiyelini arttırmak için dış pazarlara yönelik çalışmalara önem verilmelidir. Ayrıca, üreticilere kredi sağlanması ve modern badem yetiştiriciliği imkanlarından faydalanmalarının olanaklı kılınması yolu ile desteklenmeleri de badem üretimine olumlu katkıda bulunacaktır.
Sonuç olarak badem hem şifa kaynağı, hem erken ürüne yattığı için(3. yılda ürün verme) , hem pazarlama sorunu olmadığı için ve olmayacağı için ve en önemlisi çok pahalı olduğu için; çok mantıklı, çok karlı bir yatırımdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder